unknown bilinmez - Kimliksiz - Unknown (2011)

-Yeterince soru sorarsan, yalan söyleyen kişi sonunda hikayesini değiştirir
-Fakat doğruyu söylüyorsa anlattıkları ne kadar saçma olursa olsun değişmez.

Gizem , macera, dram, gerilim, aksiyon ne ararsanız var bu filmde. Başrollerinde Liam Neeson , Diana Kruger ve January Jones var. Bu kadroyla kötü bir film yapmak olduğunca zor bir iş olacaktır diye düşünüyorum.

Film kadrosunda Liam Neeson’u görünce aklımıza ilk olarak “96 Saat” filmi geliyor. Tabi doğal olarakta bol aksiyonlu sahneler bekliyoruz. Ama bu film düşündüğümüz gibi bir film değil. Aksiyondan daha çok gizemli , olayların bir kaza sonrasında birbirini takip ettiği bir film olmuş. Bu olaylar zincirinde mantık hatası ya da şurası olmamış demek imkansıza yakın sanırım.

Film Almanya’da çekildiği çoğu yerde Türkçe konuşmalar ve replikler duyuyoruz. Filmin oyuncularına baktığımızda herhangi bir Türk ismine rastlayamadım. Böyle bir filmde Türkçe konuşmaları duymak bile Türkçe’ye olan
sempatinin arttığını görebiliriz.

Son 15 – 20 dakikasına kadar oldukça sürekleyici bir film. Sonunu merakla bekletiyor ve “acaba ne olacak” sorularını sormaya başlıyoruz. Fakat son dakikalarda entrikalar çözülmeye başlayınca film aşağıları inmeye başlıyor.

Yönetmenlerde ya da senaryolarda oldukça karşımıza çıkan ve filmleri yerin dibine sokan “kötü adamın esas oğlanı yakalayıp öldürmeden önce herşeyi anlatması” yakalamışsın artık öldür dimi. Bu senaryoyu niye çekerler anlamıyorum. Filmi açıklamak için başka sahnemi bulamıyorlar mı acaba ?

Son 15 dakikasına kadar bu yılın en iyi filmleri arasında olmaya aday filmlerden biri. İzlemeye değer tavsiye ederim…

1 Comment

  1. Uğur Bey; sitenize JoomlaTR’de açtığınız postlardan ulaştım. Elinize sağlık çok güzel düzenlenmiş özgün içeriğe sahip çok hoş bir site. Bunun dışında filmle ilgili yorum yapacak olursak, filme hiç bir beklentim olmaksızın sadece hafta sonu zamanımı öldürmek için gittim. Ancak beklediğimden çok daha üst düzey bir film olduğunu ilk yarım saatte kanıtladı. Filmin standart bir gizemi yok. Yani tamam adam hafızasını kaybetmiş olaylar bundan kaynaklanıyor diye düşünüyorsunuz, ama olayların çok daha karmaşık olduğunu farkettiğinizde içinizi bir şey kemirmeye başlıyor. Sonrasında da soluksuz bitiyorsunuz filmi. Sizinde belirttiğiniz gibi film son 15 dakika da çözülüyor ve prestij perdesi aralanıyor. Yani her şey aydınlığa kavuşuyor. 🙂

    Bunun dışında filmin arasında Türkçe sesler duymak da çok ilginç. Yönetmenin amacı Almanya’daki Türk nüfusunun fazlalığını eleştirmekse eğer sanırım başarılı olmuş. Tabi yönetmenin niyetini tam olarak anlamadığımızdan eleştirmenin de manası yok sanırım…

    Velasıl kelam film sizinde söylediğiniz gibi yılın en güzel ve özgün yapımlarından birisi olabilir…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir