gecmisteki ben - Geçmişteki Beni Özledim

“Hey gidi günlerrr heyyy” .Bu tür yazılar ya da anılar hep bu cümle ile başlar dimi 🙂

Bütün çocuklarda olduğu gibi bende de zaman , vakit kavramı yoktu. Her sabah annemin zoruyla ekmeye almaya gider, annemin zoruyla kahvaltı yapar , kendi isteğim ve arzumla mahalleme,sokağıma inip oyun oynardım.Saat mi oda ne ? Saat diye birşey yoktu.Yazın sıcağında saatlerce top oynar,mahalleler arası maçlar yapardık.Mahallenin kalecisi, kale bekçisi bendim. Babama yalvar yakar kaleci eldivenleri aldırmıştım. O zamanlar heryerde 3-5 TL ye satılmıyordu.Onu alabilmek benim için hayat demekti. Ve babam almıştı eldivenleri. Sanki eskiye göre daha iyi kalecilik yapıyordum.

Sürekli toplara uçar, atlar, zıplardım. Hiç unutmam başka bir mahalleden teklif bile almıştım :). Camii avlularınıda unutmayalım ama dimi. Hala çocukların yaptığı gibi bizde camii avlusunda top oynardık. Ve hala olduğu gibi yaşlı amcalar gelip “camii avlusunda top oynanmaz evladım” derdi.

Maçlardan sonra evin kapısının önüne gidip “anneeeeeeee karnım acıktııı, ekmek arası yapsanaaaa” derdim. Annem ise “yukarı gelip yesene oğlum” derdi. E tabi çocukluk inadı öyle birşey olurmuydu. Yalvar yakat hazırlardı. Kimi zaman ekmek arası peynir, kimi zaman yumurta , evde ne varsa yani…

Çocukluk inatları demişken inat kavramı kimine göre daha fazlalık gösteriyor. Onlardan biride bendim sanırım.Şuan bile annem “senin şu inadını bir yenemedim” der durur. İnadım yüzünden çocukken annemi çok ağlatmışım. Ailemin, akrabalarımızın, komşularımızın sürekli anlattığı 2 tane çocukluk hatıram var. Sürekli anlatıldığı içinde en büyük anılarım bunlar oldu sanırım.

Birtanesini anlatayım size ; Halamlarda atari yüzünden kuzenlerimle kavga etmişiz ve çocukluk inadı ile ben onunla oynamak için ağlayarak evi birbirne katmışım.Kuzenlerimde inat tabi vermemişler bana. Annem fenalaşmış bayılacakmış nerdeyse. Amcamda sinirlenip 4.katın balkonundan beni aşağı tutarak ; “sen anneni niye üzüyorsun atayım mı seni şimdi aşağı” demiş ve bende hayatımın cevabını vermişim “attttt”…. Bu anım ne kadar hüsranla sonuçlansada hayatımın en güzel anlarımın arasına girdi.

Çocukluk hayatımın en güzel zamanlarını atari salonlarında geçirdim. Hemen arka sokağımızda bulunan atari salonu…. Günümüzün en büyük zamanlarını orada jeton atarak geçirir Street Fighter Ken -Ryu maçları yapardık. Bilgisayarcı olacağım sanırım o zamanlardan belliymiş.

Bu güzel günlerin bitiş zili ya da alarmı da ezan sesiydi. Akşam ezanı… Ezan okunmaya başladığı anda bütün çocuklar ve ben evimize tıpışşşşş tıpışşşşş gitmek zorunda kalırdık. Büyük bir hüzünle tabi. Eve gittiğimizde ise annelerimizin sabit cümlelerinden biri “yarın yine çıkarsın oğlum.sokak kaçmıyor ya. Elinizi yüzünü yıka gel otur bakalım…..”

Sürekli söylerler ya. Keşke çocuk kalabilseydim….

Resimdeki yakışıklıda benim 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir