Hayatımız başlamadan biten hikayelerle dolu değil mi ? Düşünün hayatınızda yeni bir hikayeye başlamak nasıl olurdu ? Herkes yeni hikayeye başlamak ya da bembeyaz bir sayfa açmak ister hayatı boyunca. Bu hikayenizde ya da beyaz sayfanızda sonunu düşünmeden yaşayacaklarınız…

Aslında bütün meseleniz bu hikayeye başlayabilmek dimi. Evet. Bütün mesele hayata yeniden başlayabileceğiniz yeni hikayeye başlayabilmek. Aklınızda binlerce sorun, binlerce düşünce,binlerce problem olmadan. Bu hikayeyi birde devam ettirmeniz lazım. Her zamankinden daha fazla yeni hayallere sarılmak.Hayallerinize bağlı kalmak.

Yeni hikayelere başlamak biraz da cesaret gerektirmez mi? Herşeyden önce cesaretiniz olmalı. Ne olacak ? Nasıl olur ? Hayatım bu şekilde nasıl devam ? soruları olmadan. Sadece o “an”ı düşünerek. Hayatınızı şekillendirecek, güzelleştirecek şey zaten o “an”lardır. O “an”ları yakalayabilmek için bütün mesele hikayenizin başlamasında ve devam etmesinde.

Bu noktada biraz çocukluğa inmek gerekir sanki. Çünkü çocukken kurduğunuz hayaller,hepsinin sınır tanımadan mümkün olabiliceğine inanmaktır. Hayallerinizi başlatır ve devam ettirmeye çalışırsınız. Şimdiki durumumuzdan bir farkı yok değil mi ?

Hayallerimizi devam ettirmeye, yeni bir sayfa açmaya karar verdiğimizde de aklımıza bir soru geliyor. Eski günler , maziler , anılar ne olacak ? Eski günlerimiz geride kalsa da geçmişi unutmadan yeni hayaller kurmak gerekiyor. Geçimişinize çizgide çekebilirsiniz. Ama bu çizginin eksisini ya da artısını düşünmek gerekiyor.

Durumu şöyle özetleyebiliriz aslında. Geçmiş ağzınızda ne kadar acı bir tat bıraksada insan hayal kurmaktan vazgeçemiyor. Herşeyi yapmaya ve hayatını ortaya koymaya hazır. Ama şunuda düşünmek gerekiyor. Biz aslında hayal dünyasında mı yaşıyoruz ? Eğer öyle olsa bile insan hikayeyi yazmak istiyor.Çünkü geçmiş acı veriyor. Hayalleri gerçeğe dönüştürmek gerekiyor.Bembeyaz bir sayfa duruyor önünüzde. Bu hikayaye başlamanız bir “an” a bakar. Zaten bütün mesele başlasında ve devam etmesinde…