sevilmeyen uyanmalar - Sevilmeyen Uyanmalar

Çoğumuzun başına illa ki gelmiştir. Alarmı kurduğumuz halde alarmdan önce güne merhaba deriz. Kimi de uykuya hasrettir ve o alarma güne başlamadan biten bir günün habercisi olur.

Zamanımızda alarmın yerini cep telefonları almış durumda. Bakmayın bende dırrr şeklinde çalan alarmların zamanına yetişemedim. Her şarkının ayrı bir tınısı, ezgisi vardır ve kulağımıza fısıldanan her nota dokunuşunda acı-tatlı anılarımız aklımıza gelir. Telefonumuza sevdiğimiz müzikleri yükleyip insanlığı sevgi ve güzelliklerle anmak isteriz.

Ama gel gelelimki günümüzde sevdiğimiz müziklerle bile güne inanmak çok zor geliyor. Hep bir alarmı erteleme durumu ile karşı karşıya kalıyoruz. Kalan rüyalarıma ikinci bir şans daha verip 5-10 dakika içerinde devam etmeye çalışıyoruz. Bu rüyalar ruhu temiz olan insanların görebildikleri yegâne olgusallık olsa gerek. Değişmeyecekmiş gibi gelen gün bize aynı senaryoyu tekrarlayıp duruyor, rüyalarımız ise farkı.

Rüyalar aynalara benzerler; bazen içlerinde başlarımıza gelecek şeyleri görürüz. Molière

Gecenin karanlık yüzüne o güzelim rüyalarla uyanan bedenler; kalbin, inanışın, saygının ve efendiliğin gücünü bilen insanlardır. Hem çok akıllı hem de temiz kalpli olmaktansa sıradan ve temiz kalpli olmak daha güzeldir. Akılsal tercihler zamanla insanları kötü beyinlerin kölesi olmuş sahte kalplere dönüştürür ve rüyalar sıradan bir insan olduğumuzun kanıtıdır…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir